CHP BAŞKAN ADAYI İLE ÖZEL RÖPORTAJ

Seçime sayılı günler kaldı. Birbirinden iddialı ve yerel iktidara talip belediye başkan adayları sahada hız kesmeden çalışmalarına devam ediyorlar. Beylikdüzü bu yerel seçimlerde iki heyecan birden yaşıyor.

 

Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yarışıyor ve adeta ülkede gözler Beylikdüzü’ne çevrilmiş durumda. Diğer taraftan Beylikdüzü’nde şehrin mührünü Ekrem İmamoğlu’ndan kim devralacak?

 

Yani heyecanlı bir bekleyiş başladı diyebilirim.

 

Yerel iktidarın şüphesiz en iddialı adaylarından biri de ‘Beylikdüzü Hedef Büyütüyor’ sloganıyla  yola çıkan  CHP Beylikdüzü Belediye Başkan Adayı Mehmet Murat Çalık.  Seçim çalışmalarında artık son dönemece girdiğimiz şu günlerde,  bir araya geldik ve bir söyleşi gerçekleştirdik.

 

Sizin Belediye Başkan adaylığı süreciniz aslında biraz sürpriz oldu. Ekrem İmamoğlu’nun İBB başkan adaylığı kesinleşince Beylikdüzü’ndeki yarışta CHP, adaylık bayrağını size devretti. Üstelik siyasi bir isim de değilsiniz. O günden bugüne nasıl geçti süreç?

 

Ben biliyorsunuz Beylikdüzü Belediyesinde 5 yıl boyunca, teknik koordinatörlük ve başkan yardımcılığı görevlerinde bulundum. Belki siyasetin bire bir içinde değildim doğru. 22 yıllık bir şehir plancısıyım ve hayatımın her evresi üretmekle geçti, bu kentin her alanında güzel şeyler üretim. Siyaset ne diye sorarsanız; aslında siyaset üretmek demektir bence.

 

 

Ülkenin menfaatine olan her kavramın içerisinde yer aldığım için çok hızlı adapte oldum sürece diyebilirim. 3 aydır kampanya sürecini yürütüyoruz. Sahalardayız insanlarla buluşuyoruz . Ben 20 yıldır bu kentin hafızasını biliyorum. ‘99 yılından itibaren bu bölgede var olmuş teknik bir insanım. Hatta daha  Beylikdüzü belediyesi olmadan Kavaklı, Gürpınar, Yakuplu belde belediyesiyken de bu bölgede hizmet üretmiş bir şehir ve bölge plancısıyım. Bunun avantajlarını kullandık. Bu kentle temasım bir meslek insanı olarak var. Dahası Ekrem İmamoğlu ile birlikte masanın diğer tarafına oturup bu kentin sorunlarına çözüm üretme imkanım oldu. Bu 5 yıllık süreç benim için müthiş bir deneyimdi. Ben liyakat sahibi bir insanım. Eğer başkan olursam ayrıca bir ilkte yaşamış olacağız. Çünkü İstanbul’da bugüne kadar hiçbir şehir ve bölge plancısı belediye başkanı olmamış. Beylikdüzü ilkleri başarmaya ve ilkleri İstanbul’a yaşatmaya devam edecek.

 

Ekrem İmamoğlu ve Beylikdüzü dersek?

 

 

Bu kentte Ekrem İmamoğlu, samimiyetle, herkese eşit hizmet verdi. Sevgiyi getirdi, saygıyı getirdi, birbirini ötekileştirmemeyi getirdi. Verdiği hizmetleri oy versin vermesin bütün Beylikdüzü halkı da çok iyi biliyor zaten. Siyasetin dilinin farklılaşmasını sağladı. Beylikdüzü’nde farkındaysanız siyasetin dili diğer kentlere göre daha naif.

 

Ben bugün size direk proje anlatımı üzerine sorular hazırlamadım. Gazeteci olmaktan öte,  bir seçmen, bir Beylikdüzü sakini olarak daha çok önceliklerinizi, yerel iktidara bakış açınızı projelerinizin uygulanabilirliklerini merak ediyorum.

 

Bir kere önce benim duygumu yani bakış açımı söylemek istiyorum. Biz, insana verdiğimiz değerde hedef büyütmek istiyoruz. Bölgede yaşayan bütün vatandaşlarımız, gelecek nesillerimiz ve evlatlarımız için… Aslında  yaptığımız her şey insan için. Proje üretmek kolay en iyisini hem de… Ekibimiz rahatlıkla bunu yapabilecek bir ekip. Ama önemli olan hangi amaçla proje ürettiğiniz. Mesela yol ve köprü yaparsınız, tamam! Ama vatandaşlara nasıl sunuyorsunuz bu çok önemli. Yapılan hizmetler, bir ihsanmış, bir lütufmuş gibi sunuluyorsa burada bir yerde yanlış var. Bu hizmetler bizim görevimiz zaten. Belediye yönetimine talip olan insanların birinci görevi, bu kentte yaşayan insanların problemlerini çözmek ve hayatlarını kolaylaştırmak. Tekrar söylüyorum bu lütuf değil, görevimiz..

 

Bizim öyle çılgın projelerimiz yok. Çılgın proje sevdalısı bir adamda değilim. Gerçekler üzerine inşa etmemiz lazım kentimizi. Tamamen insan odaklıyız. Bizim en çılgın projemiz çocuklarımıza güzel hizmetler götürebilmek.

 

Aktif olarak yönettiğimiz sosyal medya hesaplarımızda ilçe sakinleri ile sürekli iletişim halindeyiz. Trafik, ulaşım hayatımızı ciddi anlamda olumsuz etkiliyor. Projelerinizi sormadan önce başka bir konudan bahsetmek istiyorum. Geçtiğimiz dönemde ulaşım, eğitim hatta kentsel dönüşüm gibi alanlarda yapmak istediğiniz çalışmaların zaman zaman bürokrasiye takıldığına şahit olduk. Halk olarak şu konuda bilinçlenmeye ihtiyacımız var sanki; İlçe belediyesi kadar İBB’nin de dahil olduğu süreçler var. Biraz bahseder misiniz?

 

22 yıllık meslek hayatımın ve son 5 yıldır belediyedeki görevlerimin bana sağladığı en büyük avantajlarımdan biri de; yasaları ile, yönetmelikleri ile belediyeciliğin ne olduğunu bilmemdir.

 

İlçe belediyesinin hizmetleri arasında ulaşım hizmeti yok. Bu tamamen büyükşehir belediyesi yasasına göre büyük şehir sorumluluğunda olan bir konu. Otobüs hatları, güzergah belirleme,  sefer sıklıkları, metro raylı sistem aynı şekilde minibüs hatları… Hepsini onlar belirler. Yeni hatların açılması, ulaşım daire başkanlığının kararları ve onayı ile gerçekleşir. İBB’ye bağlıdır bu kurum.

 

Şimdi bir kent düşünün son 5 yılda nüfusu 100bin kişi artmış ve ihtiyaçları da artmış. Ulaşım talebi artar, ilçe belediyesinden beklentiler artar. Biz yeni ulaşım hatlarının açılmasını talep ederken bu kentte var olan seferlerimizin bile bazıları iptal edildi. Düşünün yeni seferler gerekliyken ve bunu beklerken bazıları iptal ediliyor.

 

Sebep ne peki?

 

Bilmiyorum. Defalarca Ulaşım Daire Başkanlığı’nda toplantılar yaptık sorunları ve çözümlerimizi ilettik ama sonuç olarak kararı alacak onlar ama İBB yetkilileri bir türlü gereken kararı almadılar.

 

Bunun mantıklı bir gerekçesi olabilir mi? Kent büyüyor, İBB hizmetlerini geri çekiyor. Burada ilçe belediyesini başarısız göstermekse amaç bilemiyorum ama mantıklı değil!  Bakın siyaset bazı yerlerde yapılmamalıdır. Benim inancım bu. Ben seçildikten sonra tabiî ki Cumhuriyet Halk Partili olmaktan gurur duyuyorum ama rozetimi çıkaracağım. Herkesin belediye başkanı olacağım. Zaten herkesin belediye başkanı olmak zorundayız. Evlatlarımıza götüreceğimiz hizmetin siyaseti  olur mu hiç? Olmaz yapılmaz. Ulaşım hizmetinin siyaseti olmaz.

 

Kentsel dönüşümde de mi siyaset yapıldı?

 

Kentsel dönüşümün siyaseti yapılır mı hiç? İnsan hayatından bahsediyoruz ama ne yazık ki evet yapıldı. Bakın Gürpınar siteler bölgesi için kentsel dönüşüm projesi hazırladık belediye meclisine götürdük. Ak partili arkadaşların olumsuz oyları vardı. Siteler bölgesindeki binaların halini biliyorlar. inanın bunu engelleyenler için söylüyorum, hiç kimse bu vebalin altından kalkamaz.  Ak Partili arkadaşlar ‘biz gelince çözeceğiz.’ Diyorlar.  E depremin ne zaman olacağını biliyor musun güzel kardeşim?

 

Peki nasıl çözüm bulunacak? Bir vatandaş olarak bütün belediye başkanlarının siyasi rozetlerini çıkarmasını isteriz tabiî ki  ama diyelim ki siz Beylikdüzü Belediye Başkanı oldunuz ve İBB de rakip partinin adayı başkan oldu? Var mı B planınız?

 

Bizim bir B planımız var ama bu kentte yaşayanlar A planını yaşayacak. Bir kere onu bir söyleyelim; İmamoğlu kazanacak çok iyi bir kampanya süreci yürütüyor. Vatandaş teveccühü,  çok üst seviyede. Sadece gittiği ilçelerde miting yapıyor kalabalığı görüyorsunuz. Göreceksiniz; parti ayrımı gözetmeksizin, İstanbul’da çok adaletli bir yönetim olacak.

 

B planım da şu, buna gerek kalmayacak ama yine de söyleyeyim; Bu kentin sorunları var. Ulaşım sorunu var, kentsel dönüşüm sorunu var. Kim yapmıyor bunu?  Büyükşehir mi , bakanlıklar mı ? Kim yapmıyorsa, her gün kaplarındayım. Sizin dediğiniz gibi Beylikdüzü sakinlerini yanıma alarak, cesaretli insanları yanıma alarak her gün kapılarındayım. Öyle kolay oturmak yok bu koltukta! Kimse bu hizmetleri babasının parası ile yapmıyor. Bu kentin ve burada yaşayan insanların hakkı var. Bu kardeşleri haklarını sonuna kadar savunacak. Benim arkamda cesaretli 50 ablam olursa büyükşehri de sallarım bakanlıkları da sallarım.

 

Sizin bu konudaki projeleriniz nedir ?

 

Gürpınar sitelerde ve Yakuplu’da kentsel dönüşüm projelerimiz var. Hepsini hazırladık. Açık alanlar, yeşil alanlar, otopark problemleri, binaların güçlendirilmesi… Kentsel dönüşüm hepsini kapsar. Yakuplu ve siteler bölgesi dönüşüm fırsatını kaçırmasın istiyorum. Bu kentin neye ihtiyacı olduğunu, nelere sahip olduğunu ve daha önce kaçan fırsatlarını biz biliyoruz. Bakın bu kentin vadileri olduğu bile daha yeni hatırlanıyor. Ama biz biliyoruz.

 

İnşaat sektörü sıkıntılı, ekonomik belirsizlikler derken insanlar binalarındaki dönüşüme cesaret edemiyorlar. Belediye sürecin içerisinde olacak mı?

 

Garantör olarak masada oturacağız. Siteler bölgesinde 2 tane sitenin kentsel dönüşümünü yaptık. Gürpınar halkı biliyor. Sadece konut da değil dönüşüm. Okutan iş merkezi vardı. O da bir kentsel dönüşümdür. Çok kötü kullanımları vardı oranın. Biz orada gururla sunduğumuz bir dönüşüm gerçekleştirdik. Uyuşturucu bağımlısı evlatlarımız vardı orada. Zübeyde Ana Sosyal Yaşam Merkezine döndürdük. Kadınlar için spor salonu, çok amaçlı salon, üst katında gençlerin kullanımı için spor salonu,  muhtarlık ve kadın ve aile müdürlüğümüz de burada.  Dahası da var; Üniversite hazırlık kursları, kütüphane … Buradaki Bağımlı evlatlarımızı da rehabilite ettik. Tam 45 evladımızı bağımlılıktan kurtardık. Dönüşüm budur işte.

 

Sosyal tesisler konusuna girmişken oradan devam edelim.. Yeni tesisler yapacaksınız. Aziz Sancar Bilim ve Sanat merkezinden, kadınlara yönelik merkezlere kadar pek çok yerde tesislerin yapılacağını ifade ediyorsunuz. Yapılabilir. Benim asıl merak ettiğim binanın yapılıp tabelasının konulması değil, vaat edilen kaliteli hizmet. Bu konuya bakış açınız önemli diye düşünüyorum. Mesela şuan içinde bulunduğumuz Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi çok güzel bir örnek.

 

 

Evet. Kültür merkezinin içindeyiz şuan. Önce şu konuya açıklık getireyim.  3 yıl önce yağan karın kültür merkezindeki hasarını biliyor musunuz? 12m civarındaki bir perde duvar 30 cm açıldı. Bu binanın analizini yaptırdık Üniversiteye devrettik konuyu ki bu bina biz göreve geldiğimizde 5 yıllık bir binaydı daha. Analizler sonucu bu binaya, güçlendirme ihtiyacı çıktı. Şimdi burayı kendi kaderine mi teslim etseydik? Siyaseti farklı bir taraftan yapan bir kesim bizi eleştiriyor. Sadece kötü bir bakışla bakan arkadaşlardan bahsederek söylüyorum bunu. Biz bu sorumluluğu aldık ve bu binayı yeniledik. Şimdi Yaşar Kemal kütüphanesi var mesela burada. Yaklaşık 2500 m2 o kütüphaneye girmek için her sabah evlatlarımız kuyruğa giriyorlar. Diğer arkadaşlar, o kuyruğun şuan halkımıza yaşatılan kuyruklar gibi olduğunu düşünüyorlar galiba.

 

Tanzim satış kuyruklarından mı bahsediyorsunuz? 

 

Evet. Tanzim satış kuyrukları gibi değil o kuyruk. Daha iyi lokasyonda ders çalışmak için gençlerimizin girdiği kuyruk bu ve inanın her kütüphanemize aynı oranda ilgi var. Toplam 15 kütüphane yaptık biz bu kente. Onu bilmiyor olabilirler. Adile Naşit Çocuk kütüphanemiz var mesela. İstanbul’da Beylikdüzü’nden başka bir belediyenin çocuk kütüphanesi yok.

 

Aziz Sancar bilim ve sanat merkezi için zannedersem gerekli protokoller imzalandı. Nasıl bir merkez olacak?

 

Yaşam vadisinde yapacağız. Sizin de dediğiniz gibi maksat isim koymak değil önemli olan içini doldurmak. Aziz Sancar Vakfı, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Beylikdüzü Belediyesi işbirliği ile protokol imzaladık. Hepimiz birlikte çalıştık ve projeye onay verdiler. İçinde nasıl bir hizmet olacağına dair detayları da vakıf ve üniversite projelendirdi. Bize de bu yatırımı gerçekleştirmek kalıyor. Ne yapılacak peki orada? Öğrencilerimiz belirli zaman dilimlerinde servislerle oraya taşınacaklar.  Haftasonları da açık olacak. Sanatın ve bilimin nasıl iç içe bir kavram olduğunu öğrenecekler bir kere. Sanatı ve bilimi ayrı ayrı değerlendiremeyiz. Sanatçıda bilim insanı da üretendir.

 

Ayrıca Yaşam Vadisi’nin kalbi diye nitelendirdiğimiz bir alanda  inovasyon merkezi kuracağız. Belediye ve sanayi kuruluşlarının Ar-Ge bölümleri ile birlikte gençlerimizi, yeni icat ve buluşlar yapmaya teşvik edeceğiz.  Bu topraklardan inşallah yeni Aziz Sancar’lar çıkmasına katkı sağlayacağız. Türkiye’nin şuan yılda aldığı, ürettiği  patent sayısı 537. Sadece Siemens firmasının yılda aldığı patent sayısı 2500, Almanya’nın 25.700. Bizim yalnızca 537 . Gençlerimize bu olanakları sağlamazsak olmaz. Kıraathanelerde bedava çay ve keki önüne bir proje gibi koyarsak olmaz.  Biz ne zaman ki gençlerin özgür bir şekilde bilgiye ulaşımını sağlarız, insanların fikirlerinden dolayı ötekileştirilmediği ortamı sağlarız işte o zaman Türkiye’nin patent sayıda artar.

 

Eski Beylik Pazarı mevzusu var. AK Parti Beylikdüzü Belediye Başkan Adayı Sayın Mustafa Necati Işık’ın söylemlerinde,  ‘Yıktırılan Beylik Pazarı’ ifadesi var ve ‘seçilirsek orayı yeniden Pazar alanı yapacağız’ diyor. Siz mi yıktırdınız pazar alanını?

 

20 yıldır kentin hafızasını biliyorum.  Bazı arkadaşlar bilmiyor olabilirler. 3 sene önce çok ciddi bir kar yağışı nedeniyle kentimizde sıkıntıya giren alanların olduğunu bilmiyor olabilirler. Pazar alanının kar yağışı ile yıkıldığını bilmiyor olabilirler. ‘Yıktırılan pazar alanı’ diye tabelalar yaptırıyor da olabilirler ama bu kentte yaşayan herkes biliyor. Arkadaşlar belli ki bilmiyor bu kenti.

 

Bu soruyu hem konu üzerine çalışmalar yapan bir aktivist hem de özel gereksinimli bir çocuğun annesi olarak, benim durumumdaki anneler adına soracağım. Ne yazık ki ülkede bir gerçek var. Engelli bireylerin haklarının sözde savunucuları, ya kendi pr ını yapmak isteyen dernek başkanları ve siyasiler ya da bize müşteri gözüyle bakan ticari kurum yöneticileri. Haliyle ortaya çıkan işler bizleri tatmin etmiyor. Bu yüzden Başkan olmanız halinde engelli bireylerle ilgili yapacağınız çalışmalarda sürece bizleri de dahil etmeniz konusunda sizden bir söz almak istiyoruz.

 

Bir de projeniz var öyle değil mi? Engelli bireyler için onu da anlatır mısınız?

 

Öncelikle ben şunu söyleyeyim;  insanların yeter ki kalbinde engel olmasın. Diğer engeller aşılır. Mutlaka aşılır.

 

Ben size tabiî ki onun sözünü veririm, endişede duymam. Çünkü bu şehri ortak çaba ile yönetmek istiyorum. Yani daha iyi bir noktaya gelmek için siz çaba göstereceksiniz, biz çaba göstereceğiz.

 

Kavaklıda bir engelli merkezi yaptık 2 yıldır hizmette biliyorsunuz. Eski bir binaydı hizmet üretelim dedik ve dönüştürdük. Yeterli midir? Değildir. Biz Beylikdüzü Belediyesi olarak her yurttaşımızın yanında olmak zorundayız. Bu aynı zamanda sosyal belediyecilik anlayışıdır.

 

Sgk arazisi var Gürpınar merkezinde yaklaşık 28 dönüm.  Orada sosyal yaşam merkezi yapacağız. Engelli rehabilitasyon merkezimizi buraya taşıyacağız. Fiziksel engelli, zihinsel engelli hiç kimseyi ayırmaksızın hizmet alanı yapacağız. Aynı zamanda yine orada kadınlara yönelik ev ekonomisine fayda sağlamaları adına yatırımlarımız olacak. Kooperatifleşmenin önünü açacağız. Yine anaokulu ve kreş de olacak içerisinde.

 

Engelli bireylerimizin ve ailelerinin fikirlerini alarak yapacağız bu projeyi.  İhtiyaçları birlikte belirleyip sorunları birlikte çözeceğiz. Ayrıca Yaşar Kemal Kütüphanemizde de görme engelli bireyler için sesli kütüphane var. Yazı yazacakları yerler ve çıktı alma imkanları var. Bu kentin her ihtiyaç gurubuna hizmet üretmekle yükümlüyüz.  Engelli manifestomuzla da aslında kendimizi bağlıyoruz. 20 maddelik Hizmet sözümüz var..Biz mutluluğu birlikte planlayalım istiyoruz. Birlikte bu kenti, Engelli bireylerimiz için her noktası ulaşılabilir, güvenli bir kenti haline dönüştürelim.

 

Bir de bütçe olayı var. Şuan Belediye’nin borçları olduğunu biliyoruz. Rakipleriniz bu borcun 600 milyon TL olduğunu söylüyor. Beylikdüzü Belediyesi geçtiğimiz günlerde bu borcun gerçeği yansıtmadığına dair bir basın toplantısı düzenledi. Sizin bu konudaki açıklamanızı merak ediyorum.  Bütçe sorununu nasıl çözeceksiniz ve Belediye’nin kendine kaynak üretmesine yönelik planlanan bir projesi var mı?

 

 

Tabi önemli olan Beylikdüzü Belediyesi’nin sürdürülebilir bir finans kaynağı olması.Biz göreve geldiğimizde Beylikdüzü Belediyesi’nin kamulaştırmasız  el atmalar dahil 185 milyon TL borcu vardı. O zaman dolar kuru 1.8 TL idi yaklaşık 10milyon dolar civarında bir borca tekabül ediyor. Bugün 10milyon doların karşılığı 570 milyon TL.

 

Şuan Beylikdüzü Belediyesi’nin cari borçları bütün yapılandırmaları ile toplam 350 milyon borcu var. Yani biz görevi aldığımız süre boyunca borcu 40 oranında azaltmış bir iktidarız. Onu da geçtim. Arkadaşlar bilmeyebilir, ben rakamlara takılmıyorum. Bu kentte 1 katrilyonluk mülk satıldı da diyebilir. Bilmediği için söylüyor.

 

Gizli kapaklı, ihalesiz bu kentin 1m2 sini satabilir miyiz? Hayır. Biz bu kente toplam 840bin m2 mülk kazandırmış bir belediyeyiz. Bugün Beylikdüzü’ndeki arsanın en ucuz maliyeti 3000 TL’den hesaplasanız 2.5 katrilyonluk mülke sahip belediyemiz ve bununla birlikte sürdürülebilir bir ekonomik düzenimiz var.

 

Şu açıdan bakalım bir de. Karayollarının temliğini şuan bankalar kabul etmezken Beylikdüzü Belediyesi’nin temlikleri bütün bankalar tarafından kabul ediliyor. Borç batağında, ekonomik sıkıntıda olan bir belediyenin, temliğini kabul eder mi kamu bankaları?  Tek bir ay olsun çalışanların maaşını geciktirmedik. Geçmiş dönemlerde yaşanan bu gecikmeleri en iyi Beylikdüz’ünde çalışan emekçi arkadaşlarımız bilir. Bir kaç ay geriden geliyordu ödemeler. Bizim için çok önemlidir; alın teri soğumadan emekçinin hakkı verilmeli.

 

Günümüzde modern şehirleşme anlayışı ile gelişen bir kavram var; marka şehirler yaratmak. Beylikdüzü’ne baktığımızda onu tam anlamıyla tanımlayan bir kişiliği yok henüz. Bu kent nasıl markalaştırılabilir?

 

Beylikdüzü mutlu olmalı. Mutluluğuyla markalaşmalı.

 

En önemli değerlerimiz doğal alanlarımız aslında.  Yaşam vadisi var  bir de denize kıyı bir kentiz. Bu değerlere sırtımızı dönemeyiz. Yaşam vadisi denize kadar ulaşacak ve o ağaçlar büyüdüğünde değeri anlaşılacak. Burada yaşayan insanlar mutlu olacak, huzurlu olacak antidepresan kullanmadan yaşayacak. Çünkü bizim oluşturduğumuz alanlar onlara antidepresan gibi gelecek. Yeşil alanlar olsun, kültür merkezleri olsun, kadınlara, gençlere yapılacak tüm hizmetler… Herkes mutlu ve huzurlu olacak.

 

Beylikdüzü fikirsel dönüşümünü 2014 yılında gerçekleştirdi biz devam ettireceğiz.

 

Ben belediyeciliğin  ne olduğunu biliyorum, 22 yıldır proje üretiyorum. Hayatını projelere adamış biriyim.

 

Kentte mutluluk nasıl planlanır onu da iyi biliyorum

 

Halkımız Ekrem İmamoğlu’nu da Mehmet Murat Çalık’ı da takip etmeye devam etsinler, inanın pişman olmayacaklar.

 

Röpotaj : Bilgen Öniz Kütükoğlu

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.