Skip to content
Bilgen Öniz
Salı, Mart 02, 2021
  • Başlangıç
  • HAKKIMDA
    • YAZI İŞLERİ ATÖLYESİ
    • PROJELER
    • BASIN
    • İletişim
  • Bİ’LOG
    • KİŞİSEL GELİŞİM
    • KÖŞEGEN
  • HABERPEREST
  • Röportaj/DiYALOG
  • MEVZU DERİN
  • İSTANBUL

Empati Gecesi

 

 

 

 

 

 

 

 

 

bilgenoniz

Yazı mı zamansız yoksa yaşananlar mı? 
Gördüğüm kadarıyla 1948 yılı ile 2021 yılları arasında değişmeyen tek şey; insan zihni. 

"Çıkardığınız her sesin dinleneceği, her hareketinizin gözetleneceği varsayımıyla yaşamalıydınız çünkü sizi ne zaman izlediklerini asla bilemezdiniz. 

İdraki en gelişkin olanın en çok yanıldığı, en zekinin aklını yitirmeye en yakın kişi olduğunu, korkunun karışmadığı tek bir duygu bulamayacağınız bir dünyaydı burası. 

Sorgulamamanız, konuşmamanız hatta düşünmemeniz gereken bir yer. 

Saklanacak bir sırrınız varsa evvela kendinizden saklamalıydınız çünkü en büyük düşmanınız kendi zihniniz, kendi sinir sisteminizdi. 

Ve en başta o, canınıza kastedebilirdi."

(George Orwel, 1984 kitabından.) 

Okura not: Kitabın yazımı 1948'te tamamlanmış. Adı 1984 ve cümleler ne kadar da bu zamana ait...

#georgeorwell #1984 #kitaptavsiyesi #nörobilim #okumahalleri #bo #insan #yağmur
Aynı olaylardan değil, aynı duygulardan geçenl Aynı olaylardan değil,
aynı duygulardan geçenlerdir yakınlaşabilenler. 

Bu yüzden "yaşadıklarımız ne kadar da benziyor." cümlesi aldatmasın hiçbirimizi. 

"Ne kadar da benzer duygular yaşamışız"  dediklerimizle daha sağlam olur bağımız. 

Onlarla sıkı sıkı tutarız birbirimizi
😋 Abla aklım almıyor. İnsanlar nasıl bu kad 😋
Abla aklım almıyor. İnsanlar nasıl bu kadar anlayışsız ve acımasız olabiliyorlar? " dedi asansöre binerken. 

Aynı benim çocukluğumda yaptığım  gibi kızgın ve üzgün bir halde sorguluyordu sevgiye yer ayırmayan yürekleri. 

Daha çok küçüktü ve şimdiden ümitsizliğe kapılırsa pes edebilir dahası anlamadığı o kişilere dönüşebilirdi. Bütün bunların  farkında bile değildi. 

"Yarım saat içinde arayacağım. Aşağıda buluşalım" dedim. 

Balkondaki güneş(plaj) şemsiyesi, Derin'in eski oyun masası, siyah çöp poşetleri, ambalaj bandı... İşimize yarayabilecek ne varsa alıp mesaj yazdım; "iniyorum ben." 
Hemen cevap geldi  "Tamam abla geliyorum." 

Biraz uğraştıktan sonra işe yarar bir şeyler çıkmıştı ortaya. Uyduruk da olsa en azından bu soğuk, karlı havada sığınacak ve karınlarını doyurabilecekleri bir yerleri ve yiyecekleri vardı artık sokaktaki kedilerin . 

Soğuktan uyuşmuş  ellerimizle , maskelerimizin altında akıp duran burnumuzu çeke çeke, içimiz bir nebze olsun rahatlamış,  evlerimize dağıldık. 🥰 

Üşümüştü bedenim ama içim sıcaktı. Kahvemi yapıp oturdum camın önüne. Kar ne güzel yağıyordu. Doğa yapması gerekeni yapıyordu. Birbirimizi korumak bizim görevimizdi. Bunun için sevmeyi bilmek gerekirdi.

Sevginin doğaçlama halini seviyorum ben; 

Günü, saati olmadan, adı konmadan, değeri ve emeği ile anılan, onaysız, dolaysız söylenen, taktiklerle değil, içten ve ansızın yaşanan, mükafatı yalnızca sevilmek olan, beklentisiz, düşman olmadan, tüketmeden olan halini ... 

Söylenmeli 
Hissettirilmeliydi
Ortada kalmamalı ve kimse şüphe etmemeliydi varlığından 

#dünyaöykügünü #sevgi #öykü
KAPİTALİZM İYİLİK HAREKETİNE DÖNÜŞEBİLME KAPİTALİZM İYİLİK HAREKETİNE DÖNÜŞEBİLMELİ

Bir süredir STK’lar ile ilgili yaptığım çalışmalardan kazandığım deneyimler bana gösterdi ki özellikle ülkemizde dernek ve vakıfların çoğu ne yazık ki amacına uygun hizmet edememekte. Buna genelde, şartların oluşamaması hali sebep oluyor. 

 Duyarlılıkları olan insanlarla çalışmak, onlar için strateji ve program oluşturmak zevk alarak yaptığım bir iş.  Fakat yeni stratejileri sürdürülebilir kaynaklarla ve düzenli fayda sağlayabilecek şekilde kurgulamanın daha akılcı bir yaklaşım olacağına inanıyorum. 

Türkiye tam bir dernek/ vakıf çöplüğü. Bağış toplamak, sponsor bulmak zor. Dahası destekçiler genelde kendini sizin sahibiniz sanıp kendisine hizmet etmenizi bekler.  Bir de bağışların gerçekten gitmesi gereken adreslere gidip gitmediği genelde muammadır. 

Yani süreci sağlıklı yönetmek çok ama çok zordur. Bunu başaranlar var ama tahmininizden çok çok daha azlar.

Bunlara bir yenisini eklemek yerine finanse edebileceğiniz bir iyilik şirketi kurmak çok daha doğru ve #sürdürülebilir olacaktır diye düşünüyorum. 

Sevindirici olan şu ki artık bu bilinç artmaya başladı. Aksi halde deneyimleyen ve şahit olan biri olarak söylüyorum; dernek kurmak ya da var olanlara dahil olmak istiyorsanız hevesiniz kursağınızda kalabilir ve pek çok emeğiniz de heba olabilir. 

*Not.Daha önce paylaştığım bir yazıydı. #dernek , #bağış, #sponsorluk gibi konularla sık sık karşılaştığım için fikrimi hatırlatmak istedim.
Takip et

Twitter’

Tweetlerim

Youtube

Bilgen Öniz | Designed by: Theme Freesia | WordPress | © Copyright All right reserved