Skip to content
Bilgen Öniz
Cuma, Mart 05, 2021
  • Başlangıç
  • HAKKIMDA
    • YAZI İŞLERİ ATÖLYESİ
    • PROJELER
    • BASIN
    • İletişim
  • Bİ’LOG
    • KİŞİSEL GELİŞİM
    • KÖŞEGEN
  • HABERPEREST
  • Röportaj/DiYALOG
  • MEVZU DERİN
  • İSTANBUL

YAZILAR

 

bilgenoniz

Yaşlı bir marangozun emeklilik çağı gelmişti Yaşlı bir marangozun emeklilik çağı gelmişti. Patronuna işten ayrılarak artık ailesi ve torunlarıyla zaman geçirmek istediğini söyledi. Bunun üzerine patronu marangozdan son bir isteği olduğunu ve ondan son kez bir ev yapmasını istediğini söyledi. Marangoz kabul etti ve işe girişti. Fakat gönlü artık işte olmadığı için baştan savma bir işçilikle ve kalitesiz malzeme kullanarak evi bitirdi. 

İşini bitirdiğinde işveren, evi gözden geçirmek için geldi. Dış kapının anahtarını marangoza uzattı. “Bu ev senin” dedi, “Sana benden hediye”. Marangoz şoka girdi. Bu nasıl olur diye düşündü. Bu son diye bir an önce bitirmek için yaptığı evin kendisinin olduğunu öğrenince çok utandı. Bu evin kendi evim olduğunu bilseydim hiç böyle yapar mıydım diye düşündü ve o anda yaptığı hatanın farkına vardı. Bir başkası için yaptığı iş aslında kendi kullanacağı standartların çok altındaydı.” 

Evet kendi hayatınızda da marangoz sizsiniz. Her gün bir çivi çakar, bir tahta koyar ya da bir duvar dikersiniz. Hayat bir “Kendini İnşa Etme” işidir.
Başkaları için yaptığımızı düşündüğümüz olumlu ya da olumsuz her şey bizim kendi hayatımızı inşa eder. Hayatımızın güzelliği de çirkinliği de bizim eserimizdir. 

Şimdi kendimizi (yeniden) inşa etme vakti… 

Kendini (Yeniden) İnşa Etmek yazısından bir bölüm ,  Dr.Öğr.Üyesi İbrahim İ. ÖZTAHTALI
Yazı mı zamansız yoksa yaşananlar mı? 
Gördüğüm kadarıyla 1948 yılı ile 2021 yılları arasında değişmeyen tek şey; insan zihni. 

"Çıkardığınız her sesin dinleneceği, her hareketinizin gözetleneceği varsayımıyla yaşamalıydınız çünkü sizi ne zaman izlediklerini asla bilemezdiniz. 

İdraki en gelişkin olanın en çok yanıldığı, en zekinin aklını yitirmeye en yakın kişi olduğunu, korkunun karışmadığı tek bir duygu bulamayacağınız bir dünyaydı burası. 

Sorgulamamanız, konuşmamanız hatta düşünmemeniz gereken bir yer. 

Saklanacak bir sırrınız varsa evvela kendinizden saklamalıydınız çünkü en büyük düşmanınız kendi zihniniz, kendi sinir sisteminizdi. 

Ve en başta o, canınıza kastedebilirdi."

(George Orwel, 1984 kitabından.) 

Okura not: Kitabın yazımı 1948'te tamamlanmış. Adı 1984 ve cümleler ne kadar da bu zamana ait...

#georgeorwell #1984 #kitaptavsiyesi #nörobilim #okumahalleri #bo #insan #yağmur
Aynı olaylardan değil, aynı duygulardan geçenl Aynı olaylardan değil,
aynı duygulardan geçenlerdir yakınlaşabilenler. 

Bu yüzden "yaşadıklarımız ne kadar da benziyor." cümlesi aldatmasın hiçbirimizi. 

"Ne kadar da benzer duygular yaşamışız"  dediklerimizle daha sağlam olur bağımız. 

Onlarla sıkı sıkı tutarız birbirimizi
😋 Abla aklım almıyor. İnsanlar nasıl bu kad 😋
Abla aklım almıyor. İnsanlar nasıl bu kadar anlayışsız ve acımasız olabiliyorlar? " dedi asansöre binerken. 

Aynı benim çocukluğumda yaptığım  gibi kızgın ve üzgün bir halde sorguluyordu sevgiye yer ayırmayan yürekleri. 

Daha çok küçüktü ve şimdiden ümitsizliğe kapılırsa pes edebilir dahası anlamadığı o kişilere dönüşebilirdi. Bütün bunların  farkında bile değildi. 

"Yarım saat içinde arayacağım. Aşağıda buluşalım" dedim. 

Balkondaki güneş(plaj) şemsiyesi, Derin'in eski oyun masası, siyah çöp poşetleri, ambalaj bandı... İşimize yarayabilecek ne varsa alıp mesaj yazdım; "iniyorum ben." 
Hemen cevap geldi  "Tamam abla geliyorum." 

Biraz uğraştıktan sonra işe yarar bir şeyler çıkmıştı ortaya. Uyduruk da olsa en azından bu soğuk, karlı havada sığınacak ve karınlarını doyurabilecekleri bir yerleri ve yiyecekleri vardı artık sokaktaki kedilerin . 

Soğuktan uyuşmuş  ellerimizle , maskelerimizin altında akıp duran burnumuzu çeke çeke, içimiz bir nebze olsun rahatlamış,  evlerimize dağıldık. 🥰 

Üşümüştü bedenim ama içim sıcaktı. Kahvemi yapıp oturdum camın önüne. Kar ne güzel yağıyordu. Doğa yapması gerekeni yapıyordu. Birbirimizi korumak bizim görevimizdi. Bunun için sevmeyi bilmek gerekirdi.

Sevginin doğaçlama halini seviyorum ben; 

Günü, saati olmadan, adı konmadan, değeri ve emeği ile anılan, onaysız, dolaysız söylenen, taktiklerle değil, içten ve ansızın yaşanan, mükafatı yalnızca sevilmek olan, beklentisiz, düşman olmadan, tüketmeden olan halini ... 

Söylenmeli 
Hissettirilmeliydi
Ortada kalmamalı ve kimse şüphe etmemeliydi varlığından 

#dünyaöykügünü #sevgi #öykü
Takip et

Twitter’

Tweetlerim

Youtube

Bilgen Öniz | Designed by: Theme Freesia | WordPress | © Copyright All right reserved