DİKKAT! SAHTE BİLGİ SALGINI YAYILIYOR

Pandeminin yarattığı kaygı, panik ve belirsizlik ortamı yanlış veya yanıltıcı haberlerin yayılmasına zemin hazırlıyor. Peki, ‘sahte bilgi salgınına’ karşı ne yapabiliriz? Uzmanların tavsiyeleri neler? Nelere dikkat edilmeli?

 

 

Sahte koronavirüs haberlerini nasıl ayırt edebiliriz?

Türkiye’de sedyede taşınan bir kişinin fotoğrafı, sosyal medyada farklı tarihlerde çokça paylaşıldı. Fotoğrafın 7 farklı il ve ilçede çekildiği, hastanın öldüğü iddia edildi. Fotoğrafın peşine düşen Teyit.org vakanın Sakarya’da yaşandığını, hastaya yapılan koronavirüs testinin negatif çıktığını belirledi.

 

 

Sosyal medya ve medyada yer alan şüpheli verilerin, iddiaların ve şehir efsanelerinin peşine düşen, kâr amacı gütmeyen bir grup sosyal girişimcinin kurduğu Teyit.org sitesinde son günlerde koronavirüs salgınına ilişkin onlarca yanlış ve yanıltıcı “bilgi” çürütüldü. Bunlar arasında “Türk genlerinin salgından koruduğu” iddiası da var, Aile, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın “Altın ve çay günlerini 3 hafta yasakladığı” da… Teyit.org olabildiğince iddiaları incelemeye çalışıyor. Ama bilgi kirliliği, her türlü deli saçmasına alışık site yazarlarını bile “Pes” dedirtecek boyuta ulaştı. Teyit.org ekibinden Emre Saklıca, 18 Mart’ta, “Bazen öyle içeriklerle karşılaşıyoruz ki neresinden tutsak diye düşünüyoruz” diye yazdı.

 

Sahte bilgi salgını

Koronavirüs salgını küresel bir pandemi ve yaşanan bilgi kirliliği Türkiye’ye has değil. Salgın ilk ortaya çıktığından beri bütün ülkelerde gereksiz, yanlış ve hatta zararlı olabilecek bilgi ve tavsiye internet, sosyal medya, anlık mesaj servisleri ve hatta ana akım medya aracılığıyla yayılıyor.

“Durum bu kadar hassasken yanlış haberler kamu sağlığı otoritelerinin salgınla mücadelesini sekteye uğratabiliyor, sosyal kargaşa ve bölünmelere yol açabiliyor. Örneğin şubat ayında Çin’in Wuhan kentinden tahliye edilen Ukrayna vatandaşlarının küçük Novi Sanzhary kasabası yakınındaki sanatoryumda karantinaya alındığına dair sosyal medyada yayılan dedikodu, 2 gün süren yağma ve şiddet olaylarına yol açtı. Olaylarda dokuz polis memuru yaralandı, 24 kişi tutuklandı.”

“Bir arkadaşın doktor dayısının dediğine göre” …

Belirsizlik, kaygı ve paniğin yaygın olduğu dönemlerde herkes güvenli bilgi arar. Bu yüzden bilgi paylaşırken veya tavsiye verirken kendinden emin görünen, güven telkin eden ve kolay çözümler sunan mesajlar, daha çabuk kabul görüyor. Ama bu tür mesajlar faydasız hatta zararlı pratiklere de yol açabiliyor. Virüse karşı doktorların tavsiye ettiği gibi sabun ve kolonya kullanımı da artabiliyor, etkisi tartışmalı sarımsak kullanımı da… Hatta Türkiye’de yaşandığı gibi tehlikeli gümüş suyu ile gargara tavsiyesine bile uyulabiliyor. İran’da 44 kişi saf alkol içmenin koronavirüse karşı koruduğu safsatasına inanıp alkol zehirlenmesinden yaşamını yitirmişti.“

 

“RT etmeden önce iki kere düşünün”

Peki, böylesi bilgi kirliliğinde sahte haberleri diğerlerinden ayırmanın bir formülü var mı? Oxford Üniversitesi araştırmacılarından Samantha Vanderslott’un kaleme aldığı yazı, sahte haberlerin birçoğu basit bir doğrulama testi ile kendini ele verebilir iddiasında bulunuyor ve şu bilgeleri veriyor:

“Haberin kaynağını sorgulayın. “Tayvanlı uzmanlar”, “Japon doktorlar” veya “Stanford Üniversitesi’ne” atıfta bulunuyorsa bu kurumların internet sitelerini ziyaret ederek sözü geçen yazıların bulunup bulunmadığını kontrol edin. Eğer kaynak “arkadaşın arkadaşıysa”, eğer söz konusu kişi doğrudan tanıdığınız değilse sadece dedikodudur.

 

 

Mesajdaki kurumun logosunun resmi web sayfasıyla aynı olup olmadığını kontrol edin.

Mesajdaki dil, gramer ve imla hatalarından kuşkulanın. Güvenilir gazeteciler ve kurumlar bu tür hataları sıklıkla yapmazlar. Ayrıca tümü büyük harfle yazılmış ve çok sayıda ünlem işareti olan mesajlar şüphelendirmeli…

Mesajın verildiği hesapların doğruluğunu kontrol edin. Saygın medya ve kurumların hesap adlarında küçük oynamalar yaparak sahte haber yayımı sıkça başvurulan bir yöntem.

Mesajların paylaşılması için yapılan aşırı özendirmelerden kuşkulanın.

Teyit sitelerini kullanın. Yazıların başlıklarını arama motorlarına girerek ana akım medyada ‘sahte haber’ olarak nitelenip nitelenmediğine bakın.”

 

 

“Sosyal medyada da sosyal mesafe kurulmalı”

Guthenberg’den Zuckerberg’e” kitabının yazarı Prof. John Naughton da yalan ve yanlış haberlere karşı mücadelenin kullanıcılardan başladığına inanıyor. Prof. Naughton, Guardian Gazetesi’nde 14 Mart’ta yayınlanan makalesinde “Sosyal medya kullanıcıları arasında da ‘sosyal mesafe’ kurulması gerektiği”ne dikkat çekti. Naughton, “Birazcık da olsa çevirimiçi öz disipline acilen ihtiyacımız var” görüşünü savundu.

 

Teyit.org’dan Emre Saklıca’nın önerisiyse, koronavirüs salgınına ilişki komplo teorilerinden uzak durulması: “Her şeyi bildiğini, gizli gerçeğe vakıf olduğunu ima eden, gaipten haberler veren içerikten kaçının.

 

Koronavirüs pandemisinde henüz aşı geliştirilmedi. Vaka sayısı sağlık sistemlerinin kapasitesinin üzerinde seyrediyor. Koronavirüs ile mücadele belli ki uzun sürecek. Dedikodu ve yalanlar bu süreci daha da uzatabilir. Sahte ve yalan salgını ile mücadeleyi kısa tutmak ise hepimizin elinde…”

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.