İSTANBUL AĞIR YARALI

İstanbul’un itibarından tasarruf etmeyelim

Kanal İstanbul, Karadeniz’i Marmara Deniz’ine bağlasın diye yapılacak olan, yaklaşık 45km uzunluğunda, 20.75 metre derinliğinde ve en dar yeri 275 metre genişliğinde bir su yoludur.

Çılgıncadır çünkü pek mantıklı değildir.

Bu ülkenin acil ve önemli olan çok başka konuları var.  Neden sürekli bu konu gündeme geliyor? Anlamıyorum. Bu ısrar ne için?

İstanbul’u İstanbul yapan şey tarihidir. 

Bir kültür hazinesidir İstanbul. Kendisi başlı başına bir eser olan bu kenti “marka şehir” bile yapamamışken, üzerine  tarihe verdiğimiz her zarar, yok saydığımız ve koruyamadığımız her eser yüzünden olan itibarını da kaybettiriyoruz.

 

Kanal İstanbul güzergahında zarar göreceği iddia edilen tescilli ve tescilsiz yapıların listesine bakıyorum şuan. Liste İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı – Kültürel Miras Koruma Müdürlüğü envanterinden.

 

“Yok canım o kadar da değil” diyorum. Yapmazlar. Olmaz…

Kanal İstanbul güzergahında 111’i tescilli toplam 129 kültür varlığı bulunuyor. Soru şu ki bu kültür varlıklarına ne olacak? Gerçekten iddia edildiği gibi yok mu sayılacak? Yoksa zarar görmeyeceğine dair bir teminat verilebilecek mi?

Mesela 2009 yılında dünyanın en önemli arkeolojik keşiflerinden biri olarak belirlenen Bathonea Antik Kenti ile Küçükçekmece lagün havzasında bulunan ve tarihi M.Ö. 12.000 yıllarına kadar uzanan Yarımburgaz Mağaraları’na ne olacak?

Peki gurur duyduğumuz, Osmanlı padişahlarından I. Süleyman, II. Selim ve III. Murat dönemlerinde baş mimar olan ve  yaptığı eserleriyle dünya tarihine adını yazdırmış Mimar Sinan eserleri ?

İstanbul’u herkes bu kadar sevdiğini söylerken neden elbirliğiyle bu kenti yok etmeye çalışıyoruz?

İstanbul’un ağırlığını kaldıramıyoruz. İstanbul’un itibarını yerle bir ediyoruz. İtibardan tasarruf edilmezdi oysa. Hani itibar çok şeyden vazgeçmeye değerdi?

 

Biz sakini değiliz bu kentin; sahibiyiz. Hak ettiği değeri görsün istiyoruz.

Vazgeçelim çılgınca düşüncelerden. Artılarını eksilerini bir daha konuşalım. İyi niyetle, İstanbul için…

İstanbul’u dinlesek gözlerimizi kapatıp duyarız belki isyanını kim bilir?

İyi bildiğim tek bir şey var; İstanbul ağır yaralı. Acıdır ve hakkıdır ki bu gidişle yapıklarımızı yanımıza bırakmayacak…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir