Sendika Kültüründe Bir Yönetici

 

Yerel seçimler, yenilerde imzalanan işçi sözleşmesi, belediye çalışanları, belediye hakkındaki iddialar, seçim çalışmaları… O kadar çok sorum vardı ki hemen hemen hepsini sordum. Laf lafı, konu konuyu açtı. Yazı dizisi bile çıkardı sohbetten.

Beylikdüzü’nün yerlisi, yılların emekçisi, işçi hakları savunucusu, işyeri sendika temsilcisi, Beylikdüzü Belediyesi Başkan Yardımcısı  Mülayim Demirtaş ile bir araya geldik ve  merak edilen pek çok sorunun da cevabını aldık.

 

Bugün buraya çok fazla konuyu konuşmaya geldim. Önce sizi sizden dinlesek biraz? 

 

Ben Yakuplu’da doğdum, dedelerimiz gelmiş zamanında. Burada büyüdük, ölene kadar da buradayım inşallah. 1981 yılında işçilik hayatım başladı. TEK, BEDAŞ… 32 sene emek verdim. Emekli oldum. 2013’te özelleştirildi kurum. 6 ay daha kurumda bulunan işçilerin hakkını savunabilmek, işçilere  kol kanat germek için işe devam ettim. Bu 32 yılın 25 senesi işçi temsilciliği, işçi baş temsilciliği görevleri yaptım. Emekten yana doğru kararlar alınması için her zaman mücadele ettim ve etmeye devam ediyorum.

Eylem zamanı eylem yaptık ama iş varsa işi aksatmadan çalışmaya gayret ettik. İş yerinde iş barışı sağlayan insan olmaya gayret ettim. Bugün Beylikdüzü Belediyesi’nde de  aynı görevi yapıyorum aslında. 2009 yılında meclis üyesi olduğumda, işçi arkadaşların maaşlarında gecikmeler oluyordu. Daha önceki yerel yönetim zamanında, işçi arkadaşlarla 19 eylem yaptık. Neden yaptık? Bir işçinin eli soğumadan parası eline geçmelidir. Bunu kendimize şiar edindiğimiz için yaptık. Hala işçi arkadaşlarla sohbet ederken şunu söylüyorum; biz işveren tarafında olsak da sizin hakkınız en önemli haktır, alınteri bu!

 

​”YAŞAMA İDEOLOJİK BAKARIM AMA ÇALIŞIRKEN HİÇ İDELOJİK YAKLAŞMAM”

 

Kendinizi anlatırken bile sendika kültürü içerisindesiniz. Gerçekten bu mücadeleyi çok benimsemişsiniz. Size boşuna ‘devrimci’ dememişler.

 

İnsan örgütlenmesine inanırım. Çünkü örgütlü hareket topluma faydalıdır ve örgütlü yapı içerisinde insan kendini geliştirir, sıradan kalamaz. Mutlaka bir şeyler katar insana.

Yaşama ideolojik bakarım ama çalışırken hiç ideolojik yaklaşmam. Doğru gelen her şeyi yapmaktan yanayım. Kimseyi ayırt etmedim bugüne kadar. Mesleki anlamda uzmanlık alanım elektrik. Özellikle bu konuda  birine destek olmak gerektiyse ‘dur bakalım’ demedim, hiçbir zaman hep ‘yapalım’ dedim. Bu konu da Beylikdüzü Belediyesi de aynı bu hizmet anlayışı içerisinde.

 

KRİZİN BEDELİNİ ÇALIŞANLARA KİMSE ÖDETEMEZ, KRİZİN SEBEBİ BELLİ; ÜLKEYİ İDARE EDENLER

 

Geçtiğimiz günlerde Ekrem İmamoğlu DİSK Genel İş Sendikası ile toplu iş sözleşmesi imzaladı. Ekrem İmamoğlu imza töreninde yaptığı açıklamada ‘’ Beylikdüzü Belediyesi’nde artık en düşük işçi maaşı 2.800 TL olacak dedi. Konunun detaylarını merak ediyorum. Kimler yararlanacak bu maaştan? 

 

Bizde; çalışan memur,  sözleşmeli, kadrolu işçi bir de Personel A.Ş.de çalışan işçi arkadaşlar var. Bir tek Personel A.Ş. örgütsüzdü, toplu sözleşmeleri yoktu. 1670 civarında çalışanı kapsayan bir sözleşme bu. Esasen belediyenin 3/4 ünü kapsıyor.
Devlet, KHK ile belediyelerdeki taşeronluk sistemini kaldırdı biliyorsunuz.

 

Türkiye’de bunu en hızlı uygulamaya geçiren belediye zannedersem Beylikdüzü Belediyesi’dir. Biz o dönemde Maaşları zaten 2.200TL’ye çıkartmıştık. KHK 4 zam vereceksiniz diyor. 1.600 TL maaş alan da var 3.000tl alanda. 1.600 TL maaş alana 4 zam verirsen ne olur? Hiçbir şey vermemiş olursun. O yüzden önce 1.600 TL ücreti 2.200 TL ye çektik Eşit işe eşit ücret alınsın diye iyileştirmeler yaptık. Bu son yapılan sözleşme ile de 2.800 TL olarak belirledik taban fiyatı.

 

Maaşları arttırdınız nasıl ödeyeceksiniz ? Ülkede kriz var belediye borçlarından bahsediliyor?

 

Krizin bedelini çalışanlara kimse ödetemez. Krizin sebebi belli. Ülkeyi idare edenler. İşçi çalışacak sonra ona diyeceksin kardeş maaşından kesiyorum. Böyle bir şey olabilir mi?

Emekçi alınterinin karşılığını alacak.

 

KHK’yı hatırlamak gerekirse, hükümetin 696 sayılı KHK ile ilan edilen kurallar çerçevesinde ve Çalışma ve Sosyal Güvenliği Bakanlığı tarafından taşeron işçilerin yerel yönetimlerde kadroya alınacağı kararlaştırılmıştı. Fakat yerel yönetimler işçileri, merkez idareye değil de belediye şirketlerine geçirdi. Bu durum sendikalar tarafından eleştirilmişti. Yeni bir taşeronlaşma sistemi mi bu?
Beylikdüzü Belediyesi’ndeki tutum nasıl oldu? 

 

Hayır. Taşeronlaşma değil. Taşeronda işçi, hizmet alımının içindeydi. Baskı altındaydı çalışanlar. Onlar da artık örgütlendiler, toplu sözleşmeleri var.

 

ZANNEDİLDİ Kİ DEVLET BU KHK İLE BÜTÜN PERSONELİ KADROLU YAPTI; HAYIR YAPMADI

 

 

Belediye olarak şartları zorladık diyebilirim.

 

Şu yanılgı oldu; zannedildi ki  devlet bu KHK ile bütün personeli kadrolu yaptı; hayır yapmadı ama biz zorladık şartları. Toplu sözleşme yapılabilmesi için herkesin üye olması lazımdı anlattık ve herkes üye oldu. Yetki alındı ve masaya oturuldu. Kadrolu işçiler kadar olmasa da şartları iyileştirdik. Mesela yol paralarını verdik. Yemek paraların arttırdık KHK ile yüksek hakem kurulu yemek parasına günlük 5 TL dedi. Biz o zaman 17.5 TL yaptık.  Şimdi  22TL’ye çıkardık.  Çocukları okula gidiyorsa eğitim yardımı koyduk ve bunların tamamını belediye olarak biz ekledik. Ücretli izin diye bir şey yoktu, ücretli izin ekledik. Bu işçinin artık yasal olarak,  tatil yapabilme hakkı var. Doğum yardımı ve izinleri koyduk, tabi afetler ölüm izinleri hepsini biz ekledik. Yani gerçekten işçi oldular artık. Önceden daha çok çalışıyorlardı ama disiplin kurulları da var artık. Yani İşçi işini doğru yapmazsa uygunsuz işler yaparsa… Bunu da denetleyici bir mekanizma var.

Eklediğimiz bir madde daha var onu da söyleyeyim, bizim kadrolu ve sözleşmeli personelimizin sözleşmesinde var buraya da ekledik. Eşine ve çocuklarına şiddet uygulayan işçinin, bu durumun kanıtlanması halinde,  maaşının 50 sini bir yıl boyunca eşine veriyoruz.

 

Belediye’de  önce hizmet personeli mutlu olsun ki güzel işler çıksın diyorsunuz yani…

 

Aynen öyle!

Şimdi demokratik haklar, sosyal haklar ve maddi haklar iyileştirildi ve güncellendi.
1670 arkadaş bugüne kadar örgütlü yaşamamış. En önemlisi bu; artık bu arkadaşlar da örgütlendi. Birçok belediye bu sözleşmeyi bizden istiyor.Çalışmalarımız örnek oluyor bu güzel bir şey.

 

Örgütlenmek güzel ama artık sendikalar eskisi kadar etkili değil ne yazık ki.

 

Zorla örgütlenen sendikalar için geçerli bu söylediğiniz şey. Siyasi partilere hizmet eden sendikaların, işçi haklarını konuşmalarından bahsedemeyiz zaten. Bakıyoruz bazı sendikalar anca üyelerini parti mitinglerine taşıyor ötesi yok. 1980 darbesinden sonra işçi sınıfı ciddi baskılara maruz kaldı, sindirildi. Eşit ortamda örgütlenme olanağı da yok. Ama hala işçi haklarını savunan sendikalar var bizim bu çalışmalarımız da bunun ispatıdır.

 

“BİZ YAPAMIYORUZ DEDİKLERİNDE BİZİM EKİPLERİMİZ VAR BİRLİKTE YAPALIM DİYORUZ”

 

Belediye İktisadi Teşebbüslerinden bahsetmek istiyorum. Beylikdüzü Belediyesi’nin var mı böyle hizmetleri?

 

Biz bunu yaptık. Sosyal tesislerimizi direk belediye bünyesine kattık. Şehir aydınlatma sistemi sonra. Kadromuzda pek çok alanda uzman kişiler var. En çok kamu hizmeti alan ilçelerden biriyiz biz. Hizmet taleplerimizi iletiyoruz.  “Biz yapamıyoruz” dediklerinde  bizim ekiplerimiz var birlikte yapalım diyoruz.. Bahane üretmek yerine birlikte yapalım diyoruz.

 

Mesela Bedaş ile yaptığınız çalışmalar değil mi?

 

Evet öyle. Elektrik kesintileri 1/10 indi Amerika’yı keşfetmedik. Yaptığımız trafo tam kapasite hizmete girdiği zaman Beylikdüzü’nün 40 yıllık elektrik kaynak problemi çözülmüş olacak. Zararsız kapalı devre dediğimiz bir sistem kurduk. Biz BEDAŞ’a 200 civarında trafo merkez yeri verdik. Bizde böyle şeyler hiç takılmaz. Çünkü vatandaşın elektrik ihtiyacı söz konusu.

 

Bize alt yapı hizmeti geldiğinde başında duruyoruz, arkadaşlara yardım ediyoruz. Destek oluyoruz.  Yine Dereağzı’nda sorunun 80 i çözüldü. Kavaklı Gürpınar’da artık aydınlatma direkleri dışında hiç birşey görmeyeceksiniz nisanda yapıyoruz ayrıca Valiliğe bağlı il aydınlatma  komisyonuna her hafta ekip gönderen tek belediyeyiz. İl aydınlatma komisyonundan taleplerimiz geçti ve nisan ayında bütün sokaklarımız aydınlatılacak.

.
Neden nisan? Seçim vaadi mi?

 

Hayır hayır. İBB’nin kış aylarında kazı yasağı var sıkıntı oluyor asfaltta. Arıza harici alt yapı çalışmaları için kazı yapılmıyor. Yasak nisanda bitiyor o yüzden.

 

Arapsaçına dönmüş çok konuşulan Vira İstanbul hikayesini de özetlesek o da bu konu içinde ele alınabilir?

 

Bir kere o proje Beylikdüzü halkının projesi. Burada yapılan kat karşılığı hasılat paylaşımı.  Daha önceki arkadaşlar batak bir proje olsun diye çok çaba sarf ettiler. Orada bir kayıp varsa ki bu Beylikdüzü halkının kaybıdır; sebebi de o arkadaşlardır. Size bunu bir örnekle açıklayayım;

Viyana belediyesinin 36 bin dükkanı var kira da. 100 bin civarında konutu. O belediyenin sırtı yere gelir mi?Hem kaynak yaratıyorsunuz hem de serbest piyasayı kontrol edebiliyorsunuz.

 

“KÜTÜPHANE YOK DEDİKLERİ GÜN BİZ 15. KÜTÜPHANEMİZİ AÇIYORDUK”

 

Seçim sürecini konuşalım biraz. Geçtiğimiz günlerde bir basın açıklaması yaptınız. Ak Parti Belediye Başkan adayının seçim propagandası yaparken belediye ile ilgili beyanlarının hatalı olduğu ile ilgiliydi bu toplantı. Halk olarak bazen kime inanacağımızı şaşırıyoruz. Neydi o yanlış olduğunu düşündüğünüz söylemler?

 

Nüfus iki kat arttı dendi 69.000 artmış. Çok göç alıyoruz çünkü burada yaşamak istiyor insanlar.

Kütüphane yok dediler. Dedikleri gün biz 15. kütüphanemizi açıyorduk.

Deprem toplanma alanı yok dediler. 400 toplanma alanı var Beylikdüzü’nde. Abis dediğimiz afet bilgilendirme sistemi kurduk akıllı telefonlardan indirilebilir. Adresinizi girdikten sonra en yakın toplanma alanı, sağlık çadırı, aşevi nereyi isterseniz yönlendiriyor. Sonra Gürpınar siteler ile ciddi kaygılarımız var. İmar komisyon başkanı belediye meclisinde anlattı detaylıca. Kentsel dönüşüme girsin diye meclise sunduk, Ak Parti meclis üyeleri red verdi. İnsan hayatı 1. sıradır. Binalar güvensiz İBB’den yetkililer geldi baktılar ve 2. binaya giremedi bile kimse ama yine de reddedildi kentsel dönüşüm talebimiz.

 

Ben onların döneminde bunu yapmadım hiç.  Vatandaş yararına olan bir şeyde partizanlık yapmak çok yanlış. Ekrem İmamoğlu bize şunu söyler hep ‘ işin kimden geldiğine asla bakmayacaksınız doğru ve olması gereken bir iş ise hemen yapacaksınız’. Biz bu mantıktayız.

 

Sonra arsa kalmadı diyorlar ama 782 dönüm alanı kamuya, belediyeye kazandırdık biz.

 

Yanlış bilgi veriyorlar Beylikdüzü halkına karşı mahcup ediyorlar çocuğu.

Bazı şeyler söylenmeden önce biraz araştırılmalı.

 

CHP meclis üyesi adayısınız. Öncelikle hayırlı olsun diyorum. Sizin tarafta nasıl gidiyor seçim çalışmaları? 

 

“BEYLİKDÜZÜ’NDE SEÇİMİ FARKLI KAZANACAĞIZ”

 

 

Bizim eksiğimiz yok. En az 50 adreste şuan çalışan farklı ekipler var. Sabah 6’da başlıyor çalışmalar, geceye kadar herkes sahada. Mehmet Murat Çalık’ı da herkes çok sevdi. Çok samimi bir dili var.

 

Bence politikacı olmamasının avantajı o, duygularıyla konuşuyor.

 

Evet kötü niyeti yoktur hiç. Günde 400 ila 800 arasında kişi ile sohbet ediyor.  Hizmet adamı O,  belediyenin her şeyini bilen biri, mutfakta hep var. Tek derdi hizmetine devam etmek hatta İBB’ye de ciddi katkı sağlayacaktır.

 

Beylikdüzü’nde seçimi kazanmanız halinde özellikle sizin öncülük ederek faaliyete geçirmek istediğiniz bir konu var mı? Neler bekliyor Beylikdüzü’nü?

 

Beylikdüzü’nde seçimi farklı kazanacağız İBB’de de kazanacağız göreceksiniz. Çok net söylüyorum.

 

Beylikdüzü için en büyük hedefim, hayalim ; işsiz aşsız kimse kalmasın. Evine ekmek götürmek mutluluk, huzur sebebi.. Biz 4000 kişiye istihdam sağlamışız. İş arayanla işveren arasında köprü görevi kurmaya devam edeceğiz

 

Her siyasi partiden çalışanımız var. Bundan emin olun.  Bizde hoşgörü sınırsız. ‘İşini doğru yapana kimse dokunamaz’ der Ekrem başkan. Bizim bakış açımız bu! Bir tane işsiz, bir tane mutsuz insan olmasın. Belediyenin bütün hizmetlerinden herkes faydalansın istiyorum.

Röportaj: Bilgen ÖNİZ KÜTÜKOĞLU

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir